Pages

2 Nisan 2011 Cumartesi

Eskiden


Eskiden “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.”du şimdi ise durumlar farklı. Neredeyse hepimiz izdivaç programlarından fırlamış gibi davranıyoruz. “Evi olmalı, araba şart, yat kat olmazsa olmaz” ya da daha basitçe “Yok bu renk giymesin mesela, bana şunlardan almalı, sosyal medyada da yer etmiş olsun olmuşken en az bilmemkaç bin takipçisi olsun..” Olsun, bulsun, yapsın, olmasın, yapmasın, etmesin…
Peki tüm bunların aslında ne önemi var?
Amaç ile aracı karıştırır olduk. Kendimize kalıplar yaratıp karşımıza çıkan insanları bu kalıplara sokuşturmaya çalıştık. Olmayınca kızdık. Az biraz olunca da basmakalıp bir şey oldu. Olmadı yani…
Gezinirken gördüm biraz önce. “Yavuklusunu türkü bara götüren görücü usulü ile evlenebilir ancak.” demiş birisi. “Nasıl yani?” dedim kendi kendime..
Ne zamandır sevdiğimiz insanlarla gittiğimiz yerler, yaptığımız şeyler vs. sevdiğimizden önce gelir oldu? Hani samanlık seyran oluyordu, ona ne oldu?
Eskiden sinemaya giderlermiş ailecek mesela. Birbirlerini öyle tanırlarmış. Şimdinin sevmeleri onlardan daha mı sağlam oluyor sanki?
Hem “türkü bar” değil de “tekno party” ya da ne bileyim “club”a götürse farklı mı oluyor?
Oluyor da ne oluyor..?